Son yılların süper antioksidan meyve bitkisi olarak lanse edilmekte olan Aronya yetiştiriciliği ülkemizde hızla gelişmektedir.
Yüksek fenolik içeriği nedeni ile fonksiyonel gıda sınıfında değerlendirilen “Aronya melonocarpa” antosiyanin, prosiyanidin fenolik asit bileşikleri içermektedir. Güçlü antioksidan etki bu içerik nedeni iledir ve antioksidan aktivite sağlayarak destekleyici rol oynaması birinci etkendir.
Aronya “bacca” tipi yani “beryy” tipi meyvelere sahiptir. Anavatanı Kuzey Amerika ve Kanada dır. Avrupaya yayılımı Almanya-Rusya başta olmsk üzere 19.yüzyılda olmuştur.
Chokeberry olarak da adlandırılan aronyanın iki cinsi vardır. Aronya melonakarpa (siyah chokeberry) ve aronya arbulifolia (kırmızı chokeberry).
Meyveleri için yetiştirilen aronya, boyu 2-3 metreye kadar ulaşabilen çalımsı bir bitkidir. Dikildikten 2 yada 3 yıl sonra meyve vermeye başlar. Çok fazla bakım gerektirmeyen aronya, eksi 25 dereceye kadar dayanabilen sert iklim bitkisidir. Çok kaliteli toprak beklentisi de olmayan aronya bitkisi, sulandığında verimi de artmaktadır.
Bu “süper meyve” yenildiğinde ağzı büzen, kekremsi ve ekşimsi bir tada sahiptir o nedenle meyve tozu , meyve suyu, reçeli, konsantresi, unlu mamüllerin içinde, soslarda tüketimi tercih edilmektedir. Dondurularak ve kurutularak da tüketilmektedir.
Kurutulmuş meyvelerden çay hazırlanarak da kullanılmaktadır. Kurutulmuş meyve (2 kaşık kadar) üzerine sıcak su ilave edilip 15-20 dakika bekletilip süzülerek zevkimize göre tüketilir. Son derece antioksidan aktiviteye sahiptir.
Smoothie, meyve salatalarına ilave ederek, yoğurt ve dondurma ile karıştırarak puding-parfe vs. türü tüketimi de ağız tadınıza tad katarken, sizin bağışıklığınıza katkıda bulunacaktır.
Aronia melonacarpa L.’nin Nero, Viking, Hugin çeşitleri birbirlerinden küçük farklarla ayrılır, ancak ülkemizde en iyi performans gösteren cinsi Nero çeşididir.
Yetiştirilmesi kolaydır. Her toprak çeşidinde ve yükseklikte yetişen aronya bitkisi, dal çeliklerinden olduğu gibi, tohumdan da çoğaltılabilir. Böceklere, kirliliğe, hastalıklara karşı dayanıklıdır. O nedenle ilaçlamaya gerek olmaz, sulama ve gübreleme verimi arttıracaktır.
Aronya yaklaşık 8-10 yaşlarında en verimli dönemine girer ve bitki başına 10-15 kg. meyve verebilir hale gelir. Eylül Ekim ayları hasat ayları olup, genellikle elle toplanır. Hasat sırasında aceleye gerek yoktur, meyve dalda sağlam bir bağ ile tutunmakta olup olgunlaşınca pek düşmez, çürümez ve kurtlanmaz. Bu nedenlerle aronya nazlı bir bitki olarak değerlendirilmemelidir. Kökleri 1,5 – 2 m. ye kadar iner, yüksek arazilerde daha fazla ultraviole ışığa maruz kalacağı için etken madde içeriği daha zengin olacaktır.
Aronya yetiştiriciliği sıralamasında Polonya başı çekmektedir. Ülkemiz için çok yeni, ama katma değeri yüksek bir bitkidir. 2008 – yıllarında küçük miktarlarda başlayan aronya fidanı ekimi 2017 den bu yana süratle yayılım göstermektedir. 2019 yılına gelindiğinde yaklaşık 800 dekar kadar aronya varlığımız olmuştur.,
Aronya içerdiği polifenoller nedeni ile antioksidan etkisi 2015 deki bir çalışmada yaklaşık 150 bitki arasında en yüksek değere sahip meyve olarak bulunmuştur.
Yüksek antioksidan değere sahip aronya, anti kanser özellikleri nedeni ile de öne çıkmaktadır. Özellikle kolon kanserinin ilerlemesini yavaşlattığı tespit edilmiştir. Meme kanserinde de hücre hasarını azalttığı bulunmuştur.
Ayrıca çok önemli bir ınsülün direnci savaşçısıdır. Diyabetin gelişmesini önlemede çok yararlı olduğu 2012 yılı araştırmalarında tespit edilmiştir.
Obeziteye karşı da mükemmel bir destek ürünüdür. Aynı zamanda karaciğer hasarlarını da hafiflettiği bilinmektedir. Koroner arter hastalıklarında kan basıncını düşürerek rahatlama sağlamaktadır.
Tüm bu yararları göz önüne alındığında aronya ya “süper meyve” denmesinin nedeni anlaşılmaktadır. Bakırçay ovası ve orman kenarlarında rahatlıkla yetiştirilebilecek olan aronya, Kınık tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgemizde farklı yöntemlerle kurutulup, çayı ve diğer katma değerli aronya ürünlerine kolaylıkla dönüştürülebilir.
Enver OLGUNSOY