5 3

Güneybatı Avrupa’da 1980 den sonrası adeta yeniden keşfedilen, ancak ülkemizde de yetişmesine rağmen halkımızın pek sevemediği ve alışamadığı kapari, ülkemizde kebere ismi ile de anılır. Doğada hüda-i nabit yetişen bu bitkimizin çiçek tomurcukları basit bir işlemden sonra (% 20 lik tuzlu suda bekletme) kurutularak satışa sunulabildiği gibi, olgunlaşan meyveleri ve bu tomurcukların turşu-salamura edilmesi ile çok iyi bir ihraç ürünü haline gelir.

Aslında antik çağlarda (Aristo –Hipokrat zamanında) tıbbi kullanımıyla bilinen kapari, kozmetik olarak da kullanılmıştır. Ege bölgemizin de kadim bir bitkisidir. Yaklaşık 40 m. derine kadar inebilen kökleri ile, özellikle erozyona karşı kullanılabilmektedir. Yakın tarihe kadar sadece doğadan toplanan kaparinin, yakın bir zamandan beri ziraati de yapılmaktadır. Çok uzun ömürlü bir bitki olan kapari 100 150 yıl yaşayabilmektedir. Ülkemizde 1800 metre yüksekliklere kadar yetişebilir. Ekonomik ömrü 40-45 yıldır.

Dal uçları, tomurcukları ve minik karpuzları andıran meyveleri gıda olarak kullanılırken yaprak, filiz ve dallar, kökler tıbbi olarak boya ve kozmetik sanayinde değerlendirilebilmektedir.

Bazı ağaç türleri arasına ekilerek ara ziraati şeklinde de yetiştirilebilir.

Ülkemizde iki türü mevcuttur. Bunlardan Capparis Spinosa 200-300 m. yüksekliğe kadar yayılıcı yapısıyla yetişebilirken daha yükseklerde Capparis Ovata dik çatı formunda yetişebilmektedir.

Daha önce sözünü ettiğim gibi ülkemizde tüketimi çok yaygın değilken yaklaşık 5000 ton civarında kapari ihracatı gerçekleştirilmektedir.

Aslında çok kullanımlı bir bitki olan kapari, ziraat dışı alanlarda özellikle eğimli, dere yatak kenarları vs. gibi yerlerde yetiştirilebilir. Hem hasatı ile ekonomik değer sağlanabilir, hem de erozyon kontrolünde büyük rol oynayabilir. Ayrıca orman yangınlarında “yangın kontrolü” konusunda da çok önemli bir bitkidir.

Tohumlarından çoğaltılması zorluk arzeder. Tohumu çevreleyen tabaka çimlenmeye pek izin vermez. Karıncalar, kuşlar tohumları aldığında bu tabaka onlar tarafından ortadan kaldırılırsa ve sonra tohum toprağa düşerse çimlenme başlar. Yetiştiriciler ise tohumları bazı kimyasal işlemlere tabii tutarak bu katmanı ortadan kaldırarak çimlenmeyi sağlarlar. Normal dal çelikle üretim de pek başarılı olmamakla olup kök çelik ve fidan olarak dikim yapılırsa daha başarılı sonuçlar alınmaktadır. Orman fidanlıklarında fidan olarak satılmaktadır.

Gelişimini tamamlamış bir kapari den 8-10 kg. kadar tomurcuk almak mümkündür (mevsim boyunca).

Son senelerde “medikal food” olarak kullanımı büyük oranda artmıştır. Genellikle afrodizyak, güçlendirici, antienflamatuvar, antiromatizmal ve midevi olarak “medikal food” değerlendirilmesi yapılmaktadır.

İçeriğinde özellikle flavonidler, alkoloidle folifenollerden çok çeşitli bir kokteyl taşımaktadır. Kapari bitkiler içinde, en önde gelen flavonoid içeren gıda ürünüdür.

Kuersetin, fosfor, demir, kalsiyum, magnezyum, kampferol, proteinler ve lif içeriği yüksek doymamış yağ asitleri ihtiva eder.

Sağlık yönünden ise son yıllarda adeta yeniden keşfedilmiş; MS, astım, antihelmentik, öksürüğe karşı, cinsel gücü destekleyici ve antihepatoksik, karaciğer koruyucu olarak destek tedavilerinde yer almaktadır. İçeriğindeki “rutin” nedeni ile kılcal damarların geçirgenliğini ve yapısının korunmasını sağlar. Bu da cinsel gücü arttırıcı rol oynar.

Rutin (P vitamini) son yıllarda hakkında en çok konuşulan etken maddelerden biridir.

Sonuç olarak tekrar keşfedilmesi geç olsa da, bu kapari bitkisi, gıda olarak da, sağlığa yardımcı olarak da önemli kadim bitkilerimiz içinde yerini almıştır.

Ayrıca organizemiz içerisindeki bir firmamız tarafından ülkemizde ilk defa “ticarileştirilmiş ürün” haline getirilmiştir. Bu firmamız başarılı bir şekilde yurt içi kullanımına sunarken, ihracatını da gerçekleştirmektedir.

Enver OLGUNSOY


DİĞER MEDYA ÖĞELERİ