Bitkilerin tedavi amacıyla kullanılmaya başlaması insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar deneme yanılma yoluyla bitkileri çeşitli rahatsızlıklarında kullanma yoluna gitmişlerdir. Daha sonraları teknolojinin ilerlemesi ile bitkilerin içindeki etken maddeler ayrılarak bitki yerine sadece o etken madde kullanılmış, daha sonraları ise bu etken maddelerin sentetikleri yapılmıştır. Bilinen en önemli örnek, önceleri söğüt ağacından elde edilen ve ağrılarda kullanılan harika ilaç, modası asla geçmeyen, belki de kullanımda bir numaralı ilaç olarak ifade edilebilecek aspirin örneği verilebilir (etken madde asetil salisilik asit). Bu gün etken maddesi sentetik olarak elde edilmektedir.
Tıbbi ve aromatik bitkiler başlığı altında değerlendirilen bu bitkiler aslında tabiatta doğal olarak bulunmaktadır. Ancak çok kullanılan bazılarının kültüre alınarak yetiştirilmesi de gerekebilir. (kekik, lavanta, nane vs. gibi)
Ülkemizin ve belki de Ege bölgemizin dünya da söz sahibi olduğu bir bitkiden söz etmek isterim. O da kekik bitkisidir. Ülkemizde bir çok cinsi (45 cins 546 tür)mevcuttur. Origanum, Thymus, Satureja, Thymbra gibi cinslere ait türler mevcuttur. Origanum ve Thymus cinslerinin uçucu yağı karvakrol bakımından zengindir. Dünya da dış ticaret hacmi 15-17 bin ton civarındadır. Ülkemizde vahşi hasat ile toplanan, kurutularak satılan kekik, son zamanlarda kültüre alınarak yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Uçucu yağı da çıkarılmakta ancak büyük bölümü sadece kurutularak satılmaktadır.
Kekik türlerinin toprak üstü kısımları kullanılır. Baharat olarak da çok kullanılan kekiğin tıbbi kullanımı da gittikçe artmaktadır.
Kekiğin gövdesinden elde edilen uçucu yağ, gaz giderici (çayıda aynı amaçla kullanılabilir), sindirim rahatsızlıklarını hafifletici, anti spazmodik (sancıya karşı), anti mikrobiyal, anti oksidan, iltihap önleyici, balgam söktürücü ve son günlerde antiviral özelliğinden faydalanarak covit’ten korunmada kullanımı mevcuttur.
İçeriğindeki karvakrol, böcekleri uzaklaştırmada, bakteri, mantar ve virüs gibi patojen mikroorganizmaları kaçırmak (defansif) için önemli işlevleri vardır.
Karvakrol yanında timol etken maddesini de içeren kekik uçucu yağı güçlü bir antimikrobial ilaçtır. Birkaç damla kesme şekere damlatılarak alınırsa mide ve baş ağrısını gidermeye birebirdir. Kekik bitkisinin toprak üstü kısımlarının su buharı distilasyonu ile elde edilen “kekik yağı” yanında “kekik suyu” da elde edilmektedir. Kekik suyu kolesterol ve kan şekerini düşürmede, sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde, mide ve barsak rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.
Anzer kekiği, bal kekiği olarak da adlandırılmakta olup, ünlü anzer balının karakteristik tad ve kokusunu veren bir bitkidir.
Timol son yıllarda anti kanser ajanlardan biri olarak da değerlendirilmeye başlamıştır. Tümörlere karşı sitotoksik etkili olduğu kayıtlarda mevcuttur.
Kekik yağı gıda ürünlerinin bozulmasını önlemek ve insektisit olarak bazı depo zararlılarına karşı, bazı yabancı otlara karşı kullanılabilmektedir.
Kısacası her derde deva harika bir bitkidir. Ve bu bitki konusunda dünyada söz sahibiyiz. Ancak acaba kekik konusunda kurumsal olarak ne çalışmaları yapıyoruz. İşte bu sorgulanacak bir ihmaller dizisidir. Acilen bir ulusal “kekik enstitüsü” kurularak kekik üretim ve derivelerinin standartı, güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır. Doğadan vahşi hasatla toplanmasına bir denetim getirilmelidir. Özellikle Thymus ve Thymbra cinsleri doğadan toplandığı için sürdürülebilirlikleri tehdit altındadır. Organıum türleri nispeten kültüre alındığı için üretilen miktarlar yıllar içinde artış göstermektedir. Yıllık 13 bin tonluk üretimle dünya üretiminde ilk sıraya yükseltmiştir. Denizli, Kütahya , Manisa, İzmir illerinde yetiştirilen kekik üretiminde, Denizli ilk sırayı almaktadır.
İzmir kekiği (origanum onıtes) bilyalı kekik en fazla rağbet gören kekik türüdür. Ülkemiz kekik çeşitleri bakımından çok önemli bir genetik çeşitliliğe sahip olduğu görülmektedir. Tıbbi aromatik, gıda, sanayi ve pestisit üretimi gibi farklı alanlarda kullanılan kekik, ülkemiz ihracatında çok önemli bir yer tutmaktadır.. Kekik yağı ithalatının önüne geçmek için ülkemizde üretilen kekiğin ülkemizde işlenmesi gerektiği apaçık ortadadır. Bununla ilgili girişimler desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.
Kınık tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgemiz bu tür üretimler için son derece uygun şartlar sunmaktadır. Bakırçay ovamız, hatta tarıma nispeten elverişsiz topraklarımız, ekim için gayet uygundur. Tıbbi ve aromatik bitkiler organizemizde kurulacak uçucu yağ elde etme tesislerinde de kekik yağı çıkartılacak ve ülkemizin bu en önemli tıbbi ve aromatik bitkisi, her derde deva kekik bitkisi, çok daha katma değerli hale gelebilecektir. Tüm yatırımcıları bu konuda yatırım yapmak üzere, Kınık tarım organize sanayi bölgemizde yer almaya davet ediyorum.
Enver OLGUNSOY