Kış mevsimi yaklaşıyor, yine kapalı alanları daha çok kullanacağız, bu da doğalıkla bazı kış hastalıklarının, bulaşıcı hastalıkların daha rahat yayılmasına yol açacağı bilinen bir gerçek. 2019 sonlarından 2022 yılı yaz aylarına kadar yoğun bir covid pandemi riski ve baskısı altında yaşadık. Tüm dünyada pandemi öncesi ve pandemi sonrası birçok değişiklikler oluştu, oluşmaya devam ediyor. Covid geçiren kişilerde kalan sekeller (hastalık sonrası kalan rahatsızlıklar) hala tartışılıyor. Hiç akla gelmeyen Post Covid rahatsızlıklar tıbbi literatürlere geçiyor. Yeni yeni covid aşıları çıkarken, virüs de boyuna varyant varyant insanlığın üzerine geliyor. Önceleri aşı peşinde koşan kitleler, bu gün aşı karşıtları grubuna doğru meylediyor. Hatırlatma dozları yapılsın mı yapılmasın mı tartışmaları sürüp gidiyor. Tüm bunların üzerine bir de kadim kış hastalığımız grip sezonu gelip çattı..
Evet tam da bu şartların oluştuğu şu günlerde “ne yapacağız” soruları çokça sorulur oldu.
Çokça kullanılan BİONTECH, hem eski aşının hedeflediği Sars COV-2 sonra gündem olan BA4-BA5 varyantlarının alt varyantlarına karşı koruma sağlayabilecek şekilde güncellenen yeni tipine, FDA eylül 2022 de onay verdi. Bu aşı hatırlatma dozu olarak kullanılabilecek.
Bir de tüm dünyada, hem burun blokajı yapabilecek, spray şeklinde uygulanan inhalasyon yolu ile kullanılan nazal aşı furyası sürüyor, yüzden fazla çalışma yapılan bu nazal aşılar hatırlatma dozu olarak kullanılması planlanıyor.
Ancak bu aşılar henüz test edilmediğinden ne kadar koruma sağlayabileceği bilinmezler arasında yerini aldı bile. Bu bilinmezler de aşı karşıtlarını şimdiden çoğaltmaya başladı.
Uzmanlar covid’in de, grip benzeri bir süreç yaratacağını uzun süredir dile getiriyorlardı zaten.
Ancak bazı uzmanlar da güncellenmiş aşıların hastane yatış ve ölüm riskini minimize edeceği, önceki aşılamadan bu yana azalmakta olan korumanın tekrar kazanılmasında önemli bir rol oynayacağı kanısında.
Bu tür hatırlatma dozlarının en büyük yararı, 65 yaş üstü ve kronik hastalıkları olanlara ve bağışıklığı baskılanmış veya zayıf olan kişilere olacak.
Çok daha kolay uygulama yöntemi olarak spray şeklindeki bu aşıların hedefi covidin vücuda girdiği burun ve ağızdaki boşluk zarlarındaki (mukoza) bağışıklık hücrelerini aktive etmeye yönelik. Ayrıca bu tür burundan koklayarak uygulanan preperatlar, burun mukozasında defans etkisi ile de öne çıkıyor. Daha şimdiden onaylanan birçok mukozal aşı mevcut.
The Lancet (bilindiği gibi saygın bir tıbbi dergidir) Temmuz 2022 de yayımladığı bir klinik deneyde, 28 gün ara ile iki kez solunan aşının, bağışıklık seviyesinin enjeksiyon türü uygulanan aşıya eşdeğer olduğu gösteriliyor.
Grip, covid 19 gibi virüslerin, vücuda ilk giriş yaptıkları üst solunum yolları, akciğerleri hedef aldığı biliniyor. Soluma yoluyla uygulanan aşıların enfeksiyonların yayılmasını durdurmada çok daha etkili olabileceği, belki daha küçük dozların bile bu yolla kullanımda yeterli olacağı düşünülüyor. Belki bu uygulamanın aşı karşıtlarını geriletmeye yararı olur.
Ayrıca origanum onites (İzmir kekiği) uçucu yağı burun ve ağızda covid 19’a karşı uzun süreli blokaj yapabileceği ve bir defans etki (koruyucu) sağlayabileceği yönlü araştırmalarda olumlu sonuçlar veriyor uzmanlarca. Kekik yağı içeren preperatların da koruyucu olarak kullanılabileceği ifade ediliyor.
Bu tür mukozal aşılar, burun ve solunum yollarının mukozalarındaki bağışıklık hücrelerini de etkinleştirdiği yolunda çalışmalar olumlu sonuçlar veriyor. Mukoza dokusundaki yerleşik bellek T ve B hücreleri olarak isimlendirilen mukozal bağışıklık hücreleri, patojenleri hızlı bir şekilde durdurmalarını sağlayan immünoglobulin A (Ig A) antikorlarının üretilmesini aktive ediyor.
Bu durumda sanki “hatırlatıcı” olarak mukozal aşılar ön alacak gibi duruyor. Bu yönlü çalışmaların 1-1,5 yıl daha süreceği ifade ediliyor.
Peki bu çalışmalar sürüyor, ama bir taraftan da kış geliyor, biz ne yapacağız dersiniz. Öncelikle risk grubu kişiler grip aşılarını olacak. İsterse hatırlatma covid 19 aşılarını olacak. Ancak grip aşısını öncelemek daha akla yakın duruyor. Tabii ki kapalı ortamlarda koruyucu tedbirler (maske-mesafe) de çok önemli. Sonrası kendilerini korumalarına bağlı.
Enver OLGUNSOY