Homosapiens ve birçok isimle anılan önceki insansı canlılar ilk hastalandıkları tarihten bu yana bitkilerden medet ummuşlardır. Hatta dişi cinsleri güzelleşmek için de ilk kullandıkları nesneler bitkiler olmuştur. Ayrıca ilk gıdaları da bitkilerdir. İnsanoğlunun kısacası gıda, ilaç ve kozmetik amaçlı bitki kullanımı, insanoğlunun varlığı ile başlamış ve bu gün de artarak devam etmektedir.
Bilmin gelişmesi ile birlikte, şifalı bitki olarak kullanılan bitkilerdeki etken maddeler, çeşitli yollarla elde edilmiş veya yapay olarak formüle edilerek, insan hatta hayvan ve bitki sağlığı için kullanılagelmiştir.
Giderek bitkilerle tedavi, yani “fitoterapi” modern tıbbın da kabul ettiği bir tedavi şekline evrilmiştir.
Ülkemizin coğrafi konumu nedeni ile çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki ülkemizde yetişebilmektedir. Bu gün toplam 12500’ün üzerinde bitki türü ülkemizde yetişebilmektedir. Hatta tüm Avrupa da endemik bitki sayısından daha çok endemik bitkiye sahiptir kadim Anadolu.
Bu bitkilerden 950 – 1100 adedi ise ilaç, baharat, kozmetik bitkisi olarak kullanılabilmektedir.
Bu tıbbi-aromatik bitkilerin hem yetiştirilmesi, hem doğadan toplanması suretiyle kullanımı ve ticari hacmi gün geçtikçe artırmaktadır.
Tıbbi ve aromatik bitki florası olağanüstü zengin olan ülkemiz, giderek dünya ticaretinde bu konudaki payını yükseltmektedir. Ancak ülkemizin bu konuda önemli bir eksikliği vardır. Genellikle doğadan vahşi hasat ile toplanan tıbbi aromatik bitkiler, kurutularak ihracatı gerçekleştirilmektedir. Bu, iki nedenle doğru değildir. Birincisi doğadan toplanan bu tür bitkilerin giderek miktarı azalmakta, hatta yok olmaktadır. O nedenle bu tür tıbbi aromatik bitkiler, kültüre alınarak yetiştiriciliği yapılmalıdır. İkincisi sadece kurutularak ihraç edilen bu bitkilerimizin içinden, çeşitli yöntemlerle alınan etken maddeler, çok değerli maddelerdir. Bizim de bu etken maddeleri ülkemizde elde edip daha katma değerli ürün olarak dünya pazarına sunabilmeliyiz.
Kısacası sadece kurutarak ihraç ettiğimiz bu bitkilerden, yabancı ülkeler etken maddeleri çıkarmakta, bize kat be kat fiyata tekrar satmaktadırlar. Zira bu maddelere son derece değerli ilaç-kozmetik hammaddesi olarak bizim de ihtiyacımız vardır.
İşte böylesi önemli bir konuda bu olumsuz döngüyü tersine çevirecek bir organize sanayi bölgemiz Kınık ilçemizde kurulmaktadır. Daha önce ülkemizin çeşitli yörelerinde küçük girişimcilik halinde kalan, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği ve işlenerek daha katma değerli hale getirilmesi bu, organize sanayi bölgemizde toplu olarak yapılabilecek, OSB bünyesindeki Ar-ge merkezi marifetiyle tohum ve fideleri ıslah edilecek, toplu olarak satışı mümkün olabilecektir.
Kınık tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi (TDİOSB) olarak anılan bu OSB’mizde, firma müracaatları başlamış olup, iki tarzda parsel tahsisi yapılabilmektedir. Sera parseli ve sanayi parseli olarak ya da ikisinin de birlikte seçilebilmesi mümkündür. Satışa çıktığından bu güne büyük teveccüh gören tıbbi aromatik bitki, tohum ve fide organize sanayi bölgesi, hızla üretime geçerek, Bakırçay ovasının tümünün ürünlerine talip olacaktır. 2022 de faaliyete geçmesi planlanan bu ihtisas organize sanayi bölgemizde, yatırımlar hızla ve AB yeşil protokolüne uygun olarak gerçekleştirilecektir.
Ayrıca bu bölgemizde yer alan üreticilere, Tarım Orman Bakanlığımız’ın hibe ve kredilerle desteği mevcuttur. OSB yasasının tüm ayrıcalıklarına sahip olacak bu organizemizde yer alan şanslı üreticilerimize ve bölgemize hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz..
Enver OLGUNSOY